Bir Kavram: Repressiya
Pazartesi, Ağustos 19, 2024Bu kavram her ne kadar Stalin idaresinde, 1937-1938 yıllarındaki anlayış ve katliamlar için kullanılıyorsa da aslında Sovyetler Birliği’nde repressiya değişik alanlarda ve değişik zamanlarda birçok kez tekrarlanan bir uygulamadır ve 1937-1938 yıllarında uygulanan “siyasi repressiya”dan ibaret değildir.
Repressiya, Sovyetler Birliği’nde 1937-1938 yıllarını kapsayan özel bir uygulamadır; ancak Sovyetler’de yapılan baskı, zulüm ve kıyımları bu terim ile sadece 1937- 1938 yılları ile sınırlandırmak gerçeği gizlemek ve Sovyet dönemi baskı ve katliamlarını iki yıldan ibaret görmek demektir. Yani “repressiya” terimi ile de Sovyetler Birliği’nde yapılan baskı ve kıyımların anlam alanı ve kapsamı daraltılmış olur. Dolayısıyla Sovyetler Birliği döneminde yapılan katliamları öncesi ve sonrasıyla birlikte ele almak meseleyi daha anlaşılır hâle getirecektir.
Sovyet coğrafyasında “büyük repressiya”, Stalin döneminde ve 1937-1938 yıllarında yaşanmıştır. Bu kavram her ne kadar Stalin idaresinde belirtilen yıllardaki anlayış ve katliamlar için kullanılıyorsa da aslında Sovyetler Birliği’nde repressiya değişik alanlarda ve değişik zamanlarda birçok kez tekrarlanan bir uygulamadır ve 1937-1938 yıllarında uygulanan “siyasi repressiya”dan ibaret değildir.
Sovyetler Birliği’nin kurulduğu yıllardan itibaren uygulanan baskı ve kıyımlar, adı konmamış repressiyalardır aslında. Bu repressiyaya eş bir uygulama ulusal değerlerde, bedii düşüncede, kültürde, sanatta, dilde ve edebiyatta da görülür. Millî tarih, millî dil, kültürel değerler ve din ile ilgili düşüncelere sahip olan, bu konularla ilgili eserler üreten birçok aydın baskı altına alınmış ve cezalandırılmıştır.
Ceditçi aydınların katledilmesi, Basmacıların ortadan kaldırılması, Alaş aydınlarına uygulanan baskı ve sindirme politikaları repressiyadan önce başlamıştır. Azerbaycanlı akademisyen Celal Gasımov da Esrin Gıyamet Çağı adlı eserinde Azerbaycan özelinde siyasi repressiyaların Sovyetleşmeden önce başladığını belirtir.
Bu uygulamalar önceleri terör, tahribat, tebligat karakterli iken Sovyetleşmenin ilk yıllarında toplu siyasi repressiyalara dönüşmüştür. Bu ilk siyasi repressiyanın kurbanları ayrı ayrı fertler değil, bütünüyle Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti olmuştur. Ayrıca geçen 70 yıl içinde halkın ve cumhuriyetin tarihinde önemli roller oynamış önde gelen aydınlar ve devlet adamları halkın hafızasından silinmiş ve görünmez bir derinliğe gömülmüşlerdir. Bu sürede tahminen 80.000 kişi takip ve baskılara maruz kalmış, anıldıklarında da “şarlatan", "vatan haini", "halk düşmanı", "Troçkist", "Pantürkist", "Panislamist” olarak anılmışlardır.
Kaynak: Türk Dünyasında Repressiya, s. 14-15.