Diaspora: Kültürel İletişim ve Var Olmanın Yansımaları

Cuma, Ocak 13, 2023

Bugün göçle ya da başka sebeplerle de olsa ana vatanından uzaklaşmış olan ve ana vatanına uzak diyarlarda yaşayan insanların yaşadıkları ülkelerdeki varlığının, yaşanan coğrafyaya ve zamana göre farklılıklar göstereceği açıktır. Bu farklılıkların yaşanan coğrafyayla bire bir ilgisi olduğu gibi, o coğrafyada yaşayan diasporanın tutumuyla da alakası vardır. Nitekim güncel anlamıyla göç edenlerin de diaspora bağlamında değerlendirildikleri düşünüldüğünde, diasporayı oluşturan koşulların, diasporanın yaşanılan ülkedeki tutumundan bağımsız değerlendirilemeyeceği de ortadadır.

Diaspora kelimesinin sözlük anlamı, kelimenin kavramsal olarak tanımındaki değişikliği de ortaya koymaktadır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde “1. Herhangi bir ulusun veya inanç mensup­larının ana yurtları dışında azınlık olarak yaşadıkları yer. 2. Herhangi bir ulusun yurdundan ayrılmış kolu, kopuntu. 3. Yahudilerin ana yurtlarından ayrılarak yabancı ülkelerde yerleşen kolları, kopuntu.” olarak tanımlanan diaspora kelimesi, Latince “saçılmak, tamamen yayıl­mak,” anlamına gelmektedir. Sürgünde yaşayan ve Nazi katliamından kaçan/uzaklaşan /uzaklaştırılan Yahudilerle ilgili olarak kullanılan diaspora kelimesinin kabul gören güncel anlamının dışında kavramsal bir farklılığa uğradığı, en azından sadece Yahudiler kastedilerek kullanılan bir kavram olmaktan uzaklaştığı söylenebilir. Konuyla ilgili literatür, diaspora ta­nımlarını “Bir ulusun yurdundan ayrılmış, uzaklaşmış kolu” cümlesiyle ifade ederek formüle etse de yine aynı literatür, kavramsal olarak diasporanın tanımındaki değişiklikleri de zik­retmektedir. Önceleri zorunlu sürgün sonucu yurdundan ayrılmış topluluklar için kullanılan diaspora kavramının artık, göçmenler, mülteciler için de kullanılmaya başlandığı görülmek­tedir.

Kavramsal bir bütünlük göstermesi bağlamında, diasporanın özellikleri açıklanırken şu ortak özelliklere vurgu yapılmaktadır:

1. İki ya da daha fazla yere dağılım
2. Ortak bir anavatan mitolojisi
3. Göç edilen ülkeden yabancılaşma
4. Anavatana dönme isteği
5. Anavatanla devam eden ilişkiler

Diaspora kavramının özellikleri sıralanırken "anavatan", "yabancılaşma", "dağılım", "dönme isteği", "anavatanla devam eden ilişkiler" gibi bazı ifadelerden, diaspora kavramının sürgünde olma, uzak kalma, uzaklaşma anlamına gelmeyeceğini ortaya koyduğunu görüyoruz. Ahmet Kutsi Tecer’in ilkokul sıralarında hemen hepimizin öğrendiği ve tekerleme olarak da dillerimi­ze pelesenk olmuş bir şiiri vardır:

Orda bir köy var, uzakta

O köy bizim köyümüzdür.

Gezmesek de, tozmasak da

O köy bizim köyümüzdür.

Şiir “gidip gelinmese de ait olunan, aidiyet bağıyla bağlandığı dile getirilen” yerler olduğunu vurgular.

Bugün göçle ya da başka sebeplerle de olsa ana vatanından uzaklaşmış olan ve ana vatanına uzak diyarlarda yaşayan insanların yaşadıkları ülkelerdeki varlığının, yaşanan coğrafyaya ve zamana göre farklılıklar göstereceği açıktır. Bu farklılıkların yaşanan coğrafyayla bire bir ilgisi olduğu gibi, o coğrafyada yaşayan diasporanın tutumuyla da alakası vardır. Nitekim güncel anlamıyla göç edenlerin de diaspora bağlamında değerlendirildikleri düşünüldüğünde, diasporayı oluşturan koşulların, diasporanın yaşanılan ülkedeki tutumundan bağımsız değerlendirilemeyeceği de ortadadır.

Ekonomik veya başka gerekçelerle ana vatanından uzaklaşmış kimselerin ortak bir düşünce etrafında bir araya gelerek oluşturmaya çalıştırdıkları birliktelikler ile Yahudi diasporası ya da örneğin bir başka ülkedeki ortak etnik kimliğe, ortak aidiyet hislerine sahip başka grupların bir araya gelişlerinde, düşünce birliği ve ortak hareket etmelerinde, tavır belirlemelerinde benzerlikler olduğu söylenebilir mi?

Bugün Avrupa’da bulunan ve işçi göçü sonucu oraya yerleşmiş Türklerin bir arada olma arzuları ve ana vatanla olan ilişkileri, onları bilinen anlamda diaspora tutumu olarak adlandırılacak aktivitelerin içerisinde gösterir mi?

Öğrenci hareketliliklerinin oldukça arttığı ve gidilen ülkelerin çoğaldığı bir ortamda, eğitim öğretim amacıyla bir ülkeye gelen insanların, yaşadıkları ülkelerde bir araya gelip, memleketleri ve yaşadıkları ülkeyle ilişkilerinde ortak bir tutum almaya yönelik davranışları yine diasporanın tanımı içerisinde adlandırılabilir mi?

Bu ve benzeri sorulara, Yahudilerin sürgün sonrası yaşadıkları yerlerdeki bulunuşlarının ötesinde diaspora kavramına yüklenen anlamlar söz konusu olduğunda ve diasporanın genel özellikleri düşünüldüğünde, “evet” cevabını vermek mümkündür.

Diasporanın Kültürel Kimlik Aidiyeti ve Temsili

Birden çok yerde, ana vatandan uzak yaşayan insanların zihinlerinde yer etmiş bulunan ana vatan duygusunun, üçüncü kuşaktan itibaren ilk kuşağın zihninde yer alan ana vatan duygusuyla aynı olmadığı söylenebilir. Üçüncü kuşaktan itibaren eğer ana vatanla ilişkiler kesintisiz devam etmiyor ya da edemiyorsa, dillere yansıyan ana vatan kavramının muhayyilede olan ana vatan kavramından öteye geçmesi çok da mümkün olmasa gerek. Ancak muhayyilede de olsa yaşayan bir ana vatan duygusu, kendini temsil etme ihtiyacı hissedecektir. Bu temsilin hangi şartlarda, ne şekilde olacağının muhayyilede ana vatana ayrılan duygu yoğunluğuyla ilgisi vardır. Bu temsil bazen aynı muhayyileyi besleyenlerle bir araya gelerek kendini göstereceği gibi, kimi zaman da fert fert benzer tutum ve davranışların sergilenmesiyle ya da gruplar ve daha büyük topluluklar hâlinde ortak davranışların ortaya konmasıyla görünür hâle gelir.

Avrupa’da bir şehirde rastlayacağınız bir düğün konvoyu size bu temsilin en küçük bir örneği olarak görünürken; araç camına yazılan yazılarda, ana vatandakiyle aynı olmasa da benzerlerinin yapılmasına özen gösterilen düğünlerde, kermes ya da benzeri etkinliklerde bir araya gelindiğinde ana vatanın muhayyiledeki temsillerinin çok açık bir şekilde sergilendiği görülür. Ana vatanla ilişkilerin devam etmesi sadece fizikî anlamda bir devamlılığın ortaya konması şeklinde olmaz, bu ilişkiler ana vatanın derdiyle dertlenmeyi, sevinciyle sevinmeyi de doğurur. Sevinç ve üzüntülerin ortak kültürel aidiyetlerin bir temsili olarak yaşanılan coğrafyada sürdürülmesi “var olmanın”, varlığından haberdar etmenin dışavurumu olarak da değerlendirilebilir. Kültürel aidiyetin temsili, bir Arap düğününde yöresel kıyafetleriyle düğüne katılanlarda, bir Türk düğününde takı merasiminde, bir grup Afrikalının yöresel giysiler içinde ana dillerini konuşarak bir etkinlikte buluşmalarında da kendini gösterebilir.

Bir Kültürel İletişim Ortamı Olarak Diaspora

21. yüzyıl, coğrafi sınırların varlığını sürdürse de etkisini önceki yüzyıllardaki gibi sürdür/e/mediği bir yüzyıldır. İletişim araçlarıyla ve internetin artan etkisiyle genişleyen ve yaygınlaşan sınır ötesi ilişkilerin ve sınırları aşan iletişim etkinliklerinin, gelecek yıllarda diaspora kavramında yeni bağlam ve anlam farklılaşmalarına yol açacağı söylenebilir. Diasporanın genel özellikleri arasında yer alan ve "göç edilen ülkeden yabancılaşma" olarak zikredilen durumun, örneğin Avrupa’da yaşayan Türkleri düşündüğümüzde asimilasyon, entegrasyon süreçlerini de kapsadığını söylemek mümkündür. Ancak bugün gelinen noktada iletişim ve bilişim teknolojilerinin sunduğu imkânlarla "yabancılaşma"nın, ana vatanla olan ilişkilerde artış olmasıyla daha farklı bir yönelim içerisine girdiğini de söyleyebiliriz.

Bu yönelim ilk kuşaklara oranla uzaklaştığı, uzakta yaşadığı ana vatanına kendini daha yakın görmeye başlayan kuşakların oluşmasına da yol açmıştır. Özellikle sosyal medyanın ve yeni iletişim ortamlarının etkisiyle başka bir görüntü ortaya çıkmaya başlamış; ana vatanla ilişkisini daha da ileri noktalara götüren yeni diaspora üyelerinin oluşmaya başladığı görülmüştür. Zihinlerde yer alan, muhayyilede işgal ettiği duygu kadar ana vatanla ilişkisi olan diaspora üyeleri, bu duygunun daha görünür olmasını sağlamaya başlamışlardır.

Bir Afrikalının ülkesinde izlediği Türk dizileriyle, Türkiye’de yaşayan bir Afrikalının ya da Avrupa’da yaşayan bir Afrikalının kendi ülkesine ait sosyal medya kanallarını ya da internet üzerinden televizyonları izlemesi diaspora kavramının bağlam ve anlamında farklılıklar oluşturacaktır. Kültürel aidiyet hissedip hissetmemek bir yana, yaşanılan ülkede kendi ülkesinde yaşıyormuşçasına bir hayatın içinde kendini bulan grubun üyesi, yaşadığı ülkeyle bağlarını kendi ülkesinin gerçekleriyle iç içe sürdürmeye, bir çift kültürlülük, bir çift aidiyetlik ortaya koyarak yaşamaya başlayacaktır.

Diaspora bireyleri, kültürel iletişimi, kimi temsillerle ortaya koymaktan öteye taşıyarak sanal bir mecranın gerçek bir mecrada temsilini ortaya koyan eylemlerin içerisinde olacaktır. Grubun üyeleriyle bir araya geldiğinde ancak "temsillerle kendini ortaya koyan üyeler" birlikte ya da ayrı ayrı ana vatanla sürekli iç içe olmanın temsilini ortaya koymaya başlayacaklardır. Bu temsil zaman zaman görünür olmakla birlikte muhayyilede her zaman canlı bir ana vatan olgusunun bulunmasını sağlayacaktır.

Diasporanın Yeni Üyeleri Öğrenciler (mi?)

Sınır ötesi hareketliliklerde eğitim öğretim ya da araştırma amaçlı olarak kurulan ilişkiler, elbette sadece gidilen ülkelerde eğitim alınıp ülkeye dönme şeklinde sürmemiştir. Bu ilişkiler eğitim amaçlı başlayan bir göç sürecini de oluşturmuştur. Öğrenci hareketliliğinin kapsamı günümüzde daha da büyümüş, sadece kapsamı büyümekle kalmamış, bu hareketliliğin ivmesi de artış göstermiştir. Önceleri belirli alanlarda gerçekleşen hareketlilik, modern toplumun artan ihtiyaçları ve bunun getirdiği sorunlarla birlikte daha farklı alanların oluşmasına, bu alanlarda eğitim öğretim hareketliliğine yol açacak kimi süreçlerin oluşmasına da yol açmıştır. Bugün, örneğin Türkiye’de, dünyanın değişik ülkelerinden çevre ya da enerji sorunlarına çözüm bulma amacıyla okumaya gelmiş birçok öğrenciye rastlamak mümkündür. Her biri aynı zamanda birer gönüllü kültür elçisi olarak da görülebilecek bu öğrencilerin, bulundukları ülkede birer diaspora üyesi olma yolunda da çaba gösterecekleri açıktır. Bu çaba elbette Yahudi diasporasının temel tutum ve davranışlarıyla çok örtüşmese de 21. yüzyılın diaspora tanımı içerisinde kendine bir yer bulabilecektir. Bu çabanın, kültürlerarası iletişim ve varlığını gösterebilmenin, temsil etmenin ve aynı zamanda bir kültürel aidiyet, kültürlerarası bir buluşma, tanışma çabası olarak da görülebileceği aşikârdır.

Bir güç birliği, bir varoluş çabası, bir kültürel aidiyet temsili olarak bir araya gelme etkinlikleri diaspora davranışları oluştursa da zorunlu sürgün ya da ekonomik gerekçelerle gerçekleşen göç veya mültecilik kavramlarının ötesinde, yepyeni bir ilişki ve iletişim biçimi sunması açısından da sınır ötesi öğrencileri diasporanın yeni üyeleri olarak görmek mümkündür. Ülkelerin diaspora üyeleriyle ilişkileri, onları anlama, onlarla yakınlaşıp insanlığın ortak sorunlarına çözüm bulma ve gönül köprülerine sağlam ayaklar oluşturma noktasında çabalarla desteklendiğinde; diaspora kavramı, muhayyilede yer eden ana vatan kavramına yüklenen anlamın da farklılaşmasına, yeni ana vatan aidiyetlerinin gönüllerde yer etmesine imkân sağlayacaktır.

Zihinlerde yer etmeye başlayan bu yeni “vatan”ın üyeleri, kültürel aidiyet temsilleriyle birbiriyle tanışan, temsillerin yepyeni anlam dünyaları oluşturacağı bir yeni dünyanın fertleri olarak, farklılıkların zenginliğe dönüşeceğinin, dönüştürülebileceğinin gösterildiği bir dünyada bir arada yaşamanın mümkün olacağını gözler önüne sermeye başlamışlardır. Kültürel kimliğin hangi etkiyle olursa olsun kendine yer bulacak temsillerle görünür olması, diasporaların ana vatan aidiyetlerini güçlendirecek ve özlemlerini pekiştirecektir.


İlgili Haberler

kardes-topluluklar
Kardeş Topluluklar

YTB Başkanı Abdullah Eren Irak’ta gerçekleştirilen nüfus sayımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Eren, Kerkük’ün demog

Cuma, 22 Kasım 2024

her-boydan
Her Boydan

Nijeryalı uluslararası öğrencimiz Ali Fahd'dan bir şiir: "Çayın Özü"

Cuma, 22 Kasım 2024

telve
Telve

Dilara Gündüz’ün “Avusturya Göçü’nün 60. Yılı” sergisi, sadece fotoğraflarla değil, aynı zamanda derin insan hikâyeleriyle de

Perşembe, 21 Kasım 2024