Paolo Quilichini’yle Söyleşi: Müzik, Edebiyat ve İnsan

Perşembe, Mart 30, 2023

“Müzik, edebiyat ve insan” temalı söyleşide besteci, yazar ve eğitmen Paolo Quilichini, Avusturya-Viyana’dan Zümra Ufuk’un; “müzik, yolculuğuna nasıl başladınız? Sizi besleyen sanat dalları hangileridir? Duyguları yazılı ifade etme sürecinde müziğin nasıl bir etkisi/katkısı olduğunu düşünüyorsunuz? Her insanın bir hikâyesi olduğu gibi her müziğin de bir hikâyesi var mıdır? Müziği, edebiyatın bir türüyle tanımlasanız bu hangi tür olurdu?” gibi sorularına içten cevaplar veriyor.

1. Öncelikle söyleşi yapma isteğimizi kabul etti­ğiniz için çok teşekkür ederiz. Sizi biraz tanımak isteriz. Paolo Quilichini kimdir?

Paolo Quilichini aslında iletişim ve yaratıcılık gücü­nün pek çok özelliğini içinde barındırır diyebiliriz: Müziğin, öykünün ve resmin gücünü...

2. Peki, müzik yolculuğuna nasıl başladınız?

Evde bir piyano vardı (o piyano hâlâ duruyor). Çev­remde duyduğum sesleri piyanoda kendi kendime tekrar çıkartmaya çalışıyordum. Ayrıca her yere götürdüğüm CD çalarım ve sürekli dinlediğim on­larca diskim vardı.

3. Günde kaç saat çalışıyorsunuz?

Bunun hesabını yapmak pek mümkün değil çünkü yaratıcı zihin asla durmuyor, uyku da bile çalışıyor. Uyanık olduğum tüm zamanımı yaratıcı çalışma­lara adıyorum. Yemek yemek gibi başka gündelik şeyler yapmak için durduğum zamanlarda aslında zihnim düşünceleri, fikirleri ve sesleri işlemeye devam ediyor. Ardından sabırla kâğıda/klavyeye geçiriyorum.

4. Sanatçılar kendilerini başka sanat dallarıyla besleme yoluna sık sık başvururlar. Sizi besleyen sanat dalları hangileridir?

Edebiyat ve resim. Genelde ortada gerçek ve net bir ilham olmadan yazıyorum çünkü hem forma hem seslere bağlı bir proje üzerinde çalışıyorum. Bazı durumlarda, misal bir edebiyat eseri üzerinde çalıştığım zaman metinde aradığım müzik olgusu­nu kelimeler ve metnin bende sık sık çağrıştırdığı ( veya önerdiği, son derece öznel bir formda tabi) im­geler arasında bulmaya çalışırım. Resim yaptığım zamanlarda ise genelde tam tersi oluyor: Müzik, imgelemeye öncü oluyor.

5. Şunu merak ediyorum: Bir besteci-müzisyen olarak duygularınızı ne zaman kâğıda/ sözcük­lere dökme/ öyküleştirme ihtiyacı duyarsınız? Bunu bir ihtiyaçtan çok, tamamlama ya da ta­mamlanma arzusu olarak mı tanımlarsınız?

Yaratıcılık gücünün, yalnızca bireyde değil tüm kâinatta tezahür ettiğini düşünenlerdenim. Bu güç ihtiyaca göre farklı kanallarda ortaya çıkabilir: Güç hep aynı güçtür ancak meşe ağacı olarak da vuku bulabilir, bir senfoni ya da bir roman olarak da. Zihin, en azından benim için böyle, belli bir fikri geliştirmek için aşama aşama en uygun kaynak ve formla buluşuyor ancak bu buluşmaya şekil veren yaratım gücü hep aynı güçtür.

6. Edebiyatın müziği tamamlayıcı bir yanı oldu­ğu fikrine katılıyor musunuz?

Daha önce de bahsettiğim gibi yaratıcı gücün aynı güç olduğuna inanıyorum. Kelimelerin tınısıyla senfoninin tınısı iyi harmanlanıyor ve her ikisini de kapsayan bir yaratımın ahengine ve güzelliğine katkı sağlıyorlar.

7. Bir besteye aklınızdaki bir hikâyeyle başladı­ğınız oluyor mu yoksa hikâye müzik bestelenir­ken kendiliğinden mi geliyor?

Hep aynı yol haritasını izlemiyorum. Genelde bir fikir en basit haliyle bir görüntüden ya da öneriden doğabilir. Sık sık kendimi aniden beliren imgelerle (müzikal ve anlatısal) baş başa buluyorum ve beni nereye götürebileceklerini görmek için bu imgeleri takip ediyorum. Ardından teknik diye adlandıra­bileceğimiz, bir fikrin işlenme ve temel unsurlarını kâğıda sabitleyen (biraz da unutmamak için aslın­da) rasyonel kısım yerini alıyor. Sonra çalışıyorum, çalışıyorum, çalışıyorum. Zihnimdekinin kâğıda cuk oturması için başlangıç malzemesi olan fikir ve bu fikrin mutlak kontrolü üzerine çokça çalışıyorum.

8. Müzik ile edebiyat ilişkisini anlatan bir eser besteleyecek olsanız nasıl bir yöntem izlersiniz?

Çağrışıma son derece açık, müzikal ve anlatısal im­gelemin ön planda olduğu suit formunu kullanmayı tercih edebilirim. Bu müzik formunu bir romanın bölümleri olarak ya da bir filmin farklı sahneleri olarak düşünebilirsiniz. Her bölüm kendine has melodi ve ritimle bestelenmiş olsa da bir bütünü oluşturuyor. Tıpkı birbirinden çok farklı karakter­lerin birleşerek bir romanı ortaya çıkarması ya da birbirinden farklı konularda kaleme alınmış öyküle­rin bir kitapta toplanması gibi.

9. Kimi yazarlar müzik olmadan yazamadıklarını veya yeterince odaklanamadıklarını dile geti­riyorlar. Duyguları yazılı ifade etme sürecinde müziğin nasıl bir etkisi/katkısı olduğunu düşü­nüyorsunuz?

Çoğunlukla benim için müzik, ( başkalarının müziği ve kendi müziklerim de dâhil) rahatsız edici bir dikkatkovar. Gerek bestelerken gerek öykü yazar­ken mutlak SESSİZLİKTE çalışmalıyım. Bu yalıtımı sağlayabilmek için yalnız kalmanın yanı sıra hiç ses geçirmeyen ve dış dünyayla arama bariyer kuran profesyonel kulaklıklardan takıyorum. SADECE kendi düşüncelerimi dinlemeliyim.

10. Her insanın bir hikâyesi vardır (derler/denir). Acaba her insanın bir müziği de var mıdır? Bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim.

Doğumumuzdan hatta belki daha öncesinden her birimizin bir ezgisi olduğunu düşünüyorum. Bizim gayemiz bu ezgiyi su yüzüne çıkarmak ve insanlığa sunmak için en iyi şekilde çalışmaktır. Yetenekleri­mize saygı duymalıyız. Yeteneklerimizi heba ede­meyiz çünkü bu yetenekler bizi daha iyi olmaya, olgunlaşmaya götürür ve hem bireysel hem çevre­mizde bağlantılı olduğumuz kişilerin dönüşümleri­ne katkı sağlar.

11. Ünlü besteci John Cage, “Şiiri şiir yapan şey içeriği ya da belirsizliği değil, müzikal öğelerin (zaman, ses, mekân) kelimeler dünyasına girme­sine izin vermesidir.” diyor. Herhâlde, müzikali­tesiyle sizi derinden etkileyen bir edebiyat eseri olmuştur.

Evet oldu. Edgar Allan Poe’nin “Fairy Land” şiirinin mükemmel yapısından etkilenerek soprano ve or­kestra için bir eser besteledim.

12. En sevdiğiniz üç besteciyi de Telve okurlarıy­la paylaşmak ister misiniz?

Elbette, diğer bestecilere haksızlık yapmak isteme­diğimi belirterek ilk üçe Wolfgang Amadeus Mozart, Maurice Ravel ve Johann Sebastian Bach’ı koyabi­lirim.

13. Müziğinizi edebiyatın bir türüyle tanımlamak isteseydiniz bu hangisi olurdu?

Zor bir soru! Aslında tam tersini yapıyorum; öykü yazarken müzik formlarını kullanıyorum. Ancak metin türleri arasından bir seçim yapmam gere­kirse bu, ince ince işlenerek geliştirilebilen ve bir­biriyle iç içe geçen zengin imgelem sunan roman olurdu.

14. Vakit ayırdığınız ve düşüncelerinizi paylaştı­ğınız için çok teşekkür ederiz. Dilerseniz yazar­larının ağırlıklı olarak diasporada yaşadığı Telve dergisine varsa iletmek istediğiniz bir mesajla söyleşiyi sonlandıralım.

Tüm Telve ekibini öncelikle tebrik ediyorum. Türk­çeyi korumak ve ilerletmek amacıyla çıktıkları bu yola tüm yaratıcılıklarını ve yeteneklerini katarak dört elle sarılmalarını tavsiye edebilirim.

Teşekkürler.

Paolo Quilichini: Besteci, yazar ve eğitimcidir. İtalya’da bir konservatuvarda müzik teorisi ve ar­moni dersleri vermektedir. İki yüzden fazla bestesi bulunmaktadır. Yazdığı öyküler çeşitli antolojilerde yayımlanmıştır.


İlgili Haberler

uluslararasi-ogrenciler
Uluslararası Öğrenciler

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen "Uluslararası Öğrenciler Kısa Film Festivali"

Pazartesi, 22 Nisan 2024

uluslararasi-ogrenciler
Uluslararası Öğrenciler

Türkiye Cumhuriyeti ile Tanzanya Birleşik Cumhuriyeti arasında; yatırımların teşviki ve kolaylaştırılması, yükseköğretim, arş

Cuma, 19 Nisan 2024

yurtdisi-vatandaslar
Yurtdışı Vatandaşlar

Avrupa'da Türkler Başarı Hikayesi Yazdı

Salı, 16 Nisan 2024