Şiir Şehri Kurma Zamanı
Cuma, Ocak 10, 2025Ben bu şehrin bir parçasıyım, belki bu şehrin bir sokak lambasıyım. Burada, binlerce şiirperverle birlikte aynı havayı teneffüs ederim. Her boydan şiir söyler, her boydan hikâye dinlerim.
Hangi şehri yazayım diye düşünürken zihnimde birden fazla şehir canlandı. Zaman geçirdiğim her şehir farklı bir tat, farklı bir anlam ve bambaşka hatıralarla içimi doldurdu. Gördüğüm her şehir, beni bir şairle, bir yazarla ya da bir düşünürle buluşturan bir köprü oldu. Bu şehirleri yazmak için zamana ihtiyacım var. Ancak şu an aklıma gelen, şehre kalemle sarılmak ve onunla düşünmek istiyorum.
Şiirin de aidiyeti olmalı: Bir şehre, kasabaya belki bir köye. Fakat mana açısından şiir şehre ya da köye nispet edilemez. Şiir hem sırların güzelliğini hem de güzelliğin sırlarını taşıyan nadide bir cevherdir. Şimdi makam, şiirin makamıdır; şimdi şiir şehri kurmanın zamanıdır.
Hayata şiirle bağlandım, hep şiirle baktım, şiirle yorumladım onu. Yaşamım şiirle özdeşleşti. Şiir gibi esrarlı bir hayat… Şehri hudutsuz, dünyayı cennet kılan şiir: İyiliğimin, güzelliğimin ve iyimserliğimin nişanesi...
Bu şehirde anlam dolu, canlı bir hayat var. Raks eden kelimelerle örülmüş düşünceler ve satırlarla nakış gibi işlenmiş bir hayat... Şiir şehrinde, her daim gülümseyen ve beni sımsıkı saran bir yaşam var. Abıhayat sunan esrarengiz parmaklarıyla ruhuma dokunan bu şiir şehri beni hayatla buluşturdu, Yitik Cennet’le[1] konuşturdu ve aramızda bir ülfet bağı oluşturdu.
Kelimeler hiç susmaz. Duvarlar bağrındaki cümlelerle haykırır. Rüzgârlar şiirlerle fısıldaşır. Sonbaharda göç eden yağmurlu bulutlar semaya dizeler dizer. Şiir şehrinde zaman, kayıtlarından çözülür. Geçmiş, bugün ve gelecek bir araya gelir ve aynı anı paylaşır. Kadim şiirler, henüz yazılmamış mısralarla aynı masada buluşur. Şairlerin düşleri sokaklarda gezinir. Her köşe başın- da yeni bir ilham sabırsızlıkla yazılmayı bekler.
Bu kentte insanlar birbirlerine aruzla selam verir, birbirlerinden nazımla selam alır. İmgelerle arzularını ve dertlerini anlatır. Çocuklar mısraların ahengiyle türkü söyler ve “Afrikani”[2] şiirlerle yürek alır gençler. Bu şehirde acılar da güzeldir çünkü her acı bir şiire, her gözyaşı bir gazele dönüşür. Güzelliği ise bizim Anju[3] gibidir. Bu şehrin girişinde pasaport kontrolü yapılmaz; şiir okuyan, şiir seven ve hayatını şiire adamak isteyen herkes bu kapıdan geçer. Bu şehirde bir fincan kahvenin yanında okunan bir şiir, dünyaya bakışımızı değiştirir. Bu şehirde yaprakları oynarken ağaç, bir hikâye anlatır. Bu şehirde yalnızlık duygusu hisse- dilmez çünkü şiir yanımızdan ayrılmaz. Bizimle birlikte ağlar, birlikte güler ve birlikte gezer. Ben bu şehrin bir parçasıyım, belki bu şehrin bir sokak lambasıyım. Burada, binlerce şiirperverle birlikte aynı havayı teneffüs ederim. Her boydan şiir söyler, her boydan hikâye dinlerim. Şiir şehri, tüm şiir severlerin ortak evi, ortak bahçesi, ortak memleketi, ortak hayali, ortak vatanı ve ortak kıblesidir.
[2] Afrikani, Afrika gençleri tarafından geliştirmekte olan, Afrika edebiyatında yepyeni bir kavramdır. Afrika ile ilgili yazılan metinlere, şiirlere, hikâyelere ve edebî türlerine verilen addır
[3] Kadın ismi olmakla beraber, yeni Afrikani akımında bir metafor olarak kullanılır.
Her Boydan dergisinin 2. sayısını okumak için tıklayın.
Her Boydan dergisinin tüm sayılarını okumak için tıklayın.