Türkiye Mezunu Filistinli Grafik Sanatçısı Abrar Sabbah: “Başın Sağ Olsun Türkiye’m”
Perşembe, Şubat 23, 2023Türkiye onu Fransa’da yayımlanan Charlie Hebdo dergisinin Türkiye’de yaşanan depremle ilgili yayımladığı karikatürü yeniden yorumlayarak çizdiği ve sosyal medya hesabında paylaştığı karikatürüyle tanıdı. Konya Selçuk Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi alan Türkiye Mezunu Filistinli grafik sanatçısı Abrar Sabbah, Türk milletinin acısını nasıl paylaştığını, “kasklı melekler” çizimiyle ülkemizde cansiparane devam eden seferberlik hâlinden ne kadar etkilendiğini ve Charlie Hebdo’nun yayımladığı karikatüre olan tepkisini çizimlerine nasıl yansıttığını anlattı.
“Hepimiz Günlerdir Aynı Büyük Acının İçindeyiz”
Abrar Sabbah, 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremi öğrendiğinde neler hissettiğini şu cümlelerle anlattı:
“6 Şubat’ta meydana gelen ve Türkiye ve Suriye’de şiddetli yıkıma neden olan depremi sabah uyandığımda haberlerden öğrendim. Öğrenince içime büyük bir hüzün çöktü, çünkü Türkiye benim ikinci vatanım; orada okudum ve olgunluk kazandım. Depremi duyar duymaz Türkiye’deki tanıdıklarım, arkadaşlarım ve çevrem aklıma geldi. Türkiye’ye duyduğum büyük sevgimden dolayı kendi aileme zarar gelmiş gibi sanki kendim orada bulunuyormuşum gibi endişe ettim. Bu günlerde enkaz altında benden bir parçam kalmış gibi hissediyorum. Çok sayıda ailenin evsiz kaldığını ve acı çektiğini düşünmeden duramıyorum. Oradaki insanları tek tek tanımasam bile hepimiz tek ve büyük bir aileyiz. Hepimiz günlerdir aynı büyük acının içindeyiz.”
“Acı Çeken İnsanlarla Dalga Geçen Bir Çizim Karikatür Olamaz”
Konya Selçuk Üniversitesi’nde gazetecilik eğitimi alan ve ek olarak grafik tasarımla uğraşan Sabbah, Charlie Hebdo’nun yayımladığı o karikatürü gördüğünde ise çok öfkelendiğini şu sözlerle ifade etti:
“Charlie Hebdo’nun depremle ilgili karikatürünü 7 Şubat akşamı gördüm. Bu karikatürü görünce Türkiye’deki milyonlarca insan gibi öfkelendim ve aşırı derecede rahatsız oldum. Bana göre bu bir karikatür olamaz. Karikatür dediğimiz ironi içeren, insanları güldürecek ve düşündürecek çizimlerdir. Fakat acı çeken insanlarla dalga geçen bir çizim karikatür olamaz! Ben de bu durum karşısında sessiz kalamadım. Türkiye’deki acı çeken insanların sesi nasıl olabilirim, diye düşündüm. İşte içimdeki bu öfkeyi Charlie Hebdo’nun provakasyonuna karşı çizimi yeniden revize ederek ve onların anlayacağı dilde bir cevap vererek yansıtmaya karar verdim. Bir nevi Charlie Hebdo’ya sanatımla savaş açtım.”
“Hatay’da Enkaz Altında Kalanlardan Birisi De Selçuk Üniversitesi’nden Bir Okul Arkadaşımızdı”
Abrar Sabbah, yaptığı çizimlere ek olarak kendisine sosyal medya üzerinden gelen ilk yardım ihbarlarını da sosyal medyadan duyurarak insani yardımların yerine ulaşması için bir vesile olmaya çalışmış. Yardım ağını genişletmek için sosyal medyanın gücünden faydalanan Sabbah, bu süreci ise şu şekilde anlattı:
“Arama kurtarma ekiplerine belki ulaşır diye umut ederek, sosyal medya üzerinden bana gönderilen enkaz altında kalan insanların ev adreslerini teyit ederek paylaşmaya çalıştım. Belki çaresiz birine bir vesile oluruz diye o adresleri takipçilerimin de paylaşmalarını ve yaymalarını rica ettim. Hatay’da enkaz altında kalanlardan birisi de bizim Selçuk Üniversitesi’nden bir okul arkadaşımızdı. Günlerce bu arkadaşımızdan ve ailesinden haber alamayınca onun adresini de yoğun bir şekilde paylaştık, ama maalesef ailesiyle birlikte hayatını kaybettiği haberini büyük bir üzüntüyle öğrendik.
Bunun dışında da deprem için yapılan bağış kampanyalarını desteklemeye çalışarak güvenilir olan yardım ve bağış kampanyalarıyla ilgili bilgilendirmeler yaparak takipçilerimi yönlendirmeye çalıştım. Bununla birlikte süreç içerisinde arama kurtarma ekiplerinin harcadığı emekleri takdir eden, destekleyici paylaşımlar da yaptım ve onlara teşekkür mesajlarımı da iletmeye çalıştım.”
“Onlar Karanlıkta Hayata Tutunmaya Çalışanların Umudu Oldular”
Abrar Sabbah arama kurtarma çalışmaları sürerken, “kasklı melekler” olarak adlandırdığı arama kurtarma ekipleri için bir çizim daha yaptı. Bu çizimiyle sahada bütün gücüyle mücadele eden arama kurtarma ekiplerini göçük altında kalanların kurtarıcısı olarak tasvir etti. Kendisini bu çizimi yapamaya sevk eden duygu ve düşünceleri sorduğumuzda ise şöyle cevap verdi:
“İkinci karikatürü çizerek, depremin devamındaki soğuk geceler ve gündüzler boyunca durmadan, pes etmeden, bir canı kurtarmak için mücadele eden gizli gerçek kahramanlara, ‘kasklı meleklere’ yani arama kurtarma ekiplerine ufak da olsa bir teşekkür mesajı göndermek istedim. Karikatürdeki kask arama kurtarma ekiplerini temsil ediyor. Enkaz altında mücadelesini veren, geçtiği her türlü tehlike ve zorluktan dolayı tozlanıp çatlayan bu kask, enkaz altından kurtardığı bebeği anne şefkatiyle koruyarak taşıyor. Aslında kurtardığı her canın yeniden doğması ve hayata umutla gülmesine neden oluyor. Arama kurtarma ekipleri bu yaşanan felaketin ardından ortaya koydukları fedakârlıkla bu sürecin gerçek kahramanları oldular. Onlar karanlıkta hayata tutunmaya çalışan ve sesini ulaştıramayanların umudu oldular. Ellerine ve ayaklarına sağlık, hep var olsunlar. Onlar bizim büyük onurumuzdur.
“Filistin Halkı, Türk Halkı Kadar Bu Felaketin Manevi Olarak Acısını Çekiyor”
Abrar Sabbah, Filistin halkının Türkiye’deki deprem sonrası tepkilerinin nasıl olduğunu ve o süreçte çevresinde şahit olduklarını ise şu sözlerle anlattı:
“Depremin olduğu günden beri Filistin halkı Türk halkı kadar bu felaketin manevi olarak acısını çekiyor. Filistinliler büyük ilgiyle haberleri ve depremle ilgili son gelişmeleri takip ediyorlar. Türk ve Filistin halkı arasındaki yıllardır hiç kopmayan o kardeşlik bağına yeniden bu zor günlerde de şahit olduk. Filistinliler bağış kampanyalarıyla durmadan depremzede kardeşlerimizin ihtiyaçlarını karşılamak için yardım topluyorlar. Ayrıca Filistin’den Türkiye’ye bir grup doktor ekibi de gönderildi ve onlar da görevlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyor. Yani bütün herkes elinden ne geliyorsa; dua ederek, manevi ve maddi destek vererek, sosyal medyadan destek veren içerikler paylaşarak bir şekilde Türk milleti için bir şeyler yapmaya çalışıyor.”
“Acımız ve Derdimiz Ortaktır”
Türkiye’deki yaşanan bu felaketin Filistin’de bu kadar büyük yankı uyandırmasını ise iki halk arasındaki yüzyıllara dayanan kardeşlik ilişkisine bağlıyor Abrar Sabbah. Osmanlı’dan bu yana Türkiye ve Filistin arasındaki güçlü bağların ve samimi kardeşliğin korunduğunu ifade eden Sabbah, iki halkın arasında fiziki mesafelere rağmen dayanışmasının her zaman devam edeceğini ve bu iki halkın iyi günde, kötü günde bir arada ve hep yan yana olacağını belirtti. Sabbah bu konudaki sözlerini ise şöyle sürdürdü:
“Acımız ve derdimiz ortaktır. Türk halkının Filistin davasına yönelik her zaman gösterdiği ilgi ve her türlü desteğe karşılık olarak, Filistinliler de Türkiye’ye duyduğu o büyük aşka yakışır şekilde bu zor günlerde Türk halkına destek veriyor.”
“Hep Birlikte Bu Zor Günleri Atlatacağız”
Sözlerini Türkiye’ye bir mesajla tamamlayan Abrar Sabbah’ın geçmiş olsun ve baş sağlığı dileği içeren mesajı ise su cümlelerden oluşuyor:
“Başın sağ olsun Türkiye’m! Bu günler de geçecek inşallah. Allah’tan umudumuzu kesmeyelim. Her zaman sizin çok güçlü olduğunuza şahit olduk. Bugün de siz çok güçlüsünüz! Bu zorluktan ve bu yıkımdan acı, korku ve ölüme rağmen eminim ki yeniden daha güçlü kalkacaksınız. Hep birlikte bu zor günleri atlatacağız Allah’ın izniyle. Son olarak da depremden dolayı vefat eden kardeşlerimizin mekânı cennet olsun; yaralılara acil şifalar, hayatını kaybedenlerin aile ve sevdiklerine de sabırlar diliyorum.”
Röportajın videosunu izlemek için: