Yurt Dışında Kendini Bulmak
Perşembe, Ağustos 31, 2023Yurt dışında doğup büyüyen genç bir Türk olmak nasıl bir şey? Bu yazımı, birçok hüzünlü tarafı da olsa Türk gençleri olarak hepimizin tecrübe ettiği yurt dışında yaşamın güzel yönlerini anlatmak için kaleme aldım.
Yurt dışında doğup büyüyen bir genç sık sık farklı sorulara cevap arar. Birbirine benzeyen, cevabı zor sorular her an zihninde belirir ve hiçbir zaman peşini bırakmaz. “Acaba”, “keşke” ve “belki” kelimeleri geleceğe yönelik endişelerinin, geçmişe dair hayıflanmalarının ve her anlarını kaplayan bitmez tükenmez umutlarının tercümanı olur. Kimlik arayışı her an devam eder...
Peki, yurt dışında doğup büyüyen genç bir Türk olmak nasıl bir şey? Bu yazımı, birçok hüzünlü tarafı da olsa Türk gençleri olarak hepimizin tecrübe ettiği yurt dışında yaşamın güzel yönlerini anlatmak için kaleme aldım.
En başta yurt dışında yaşayan bir Türk genci olmak, beraberinde mutlaka öz farkındalık getirir. Kişi kendi kültürüne ve tarihine küçük yaştan itibaren ilgi duyar. Yaşadığı toplumun dilini, kültürünü ve tarihini öğrenir, er ya da geç kendininkini de merak eder. Neticede farklı olduğunu daha çocukken hissetmiştir.
Yurt dışında doğan bir Türk, çoğu zaman tarihini kendi araştırır, Türkçe yazım kurallarını kendi öğrenir. Zira bunların müfredatta yeri yoktur. Hatta bazen öğretmenlerin evde Almanca konuşun demelerine aldırış etmeden Türkçe konuşmaya devam eder, çünkü farkındadır ki dil, varlıktır. Ana diline yabancılaşan kimse kültüründen, maneviyatından ve benliğinden uzaklaşır. Hatta duygularına bile yabancılaşır.
Bir bakıma diasporada savrulup gitmekten endişe duymak ve Türk kimliğinin gelecek nesillerde kaybolacağından korkmak, yurt dışında yaşayan Türkleri birbirlerine bağlar: Birbirine kenetlenmeyi, her ferdi koruyup kollamayı ve destek olmayı getirir. Diasporada Türk olmak; tanımadığın biri de olsa, sırf Türk olduğu için başarısıyla gurur duymaktır. Başarısıyla övünmektir. O kişiyi kendinden bilmektir.
Yurt dışında genç bir Türk olmak, Alman sınıf arkadaşlarından Türkiye’de geçen tatillerini dinlemektir. Ders kitabına basılan Türk bayrağından dolayı havalara uçmaktır, eve gelince o sayfayı ailenize göstermektir. Derslerde ülkelerin tanıtımı yapılacağı zaman mutlaka Türkiye’yi seçmektir.
Aslında Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışında doğup büyümenin getirdiği en belirgin özellik, kendi kültürüne bu kadar uzak bir hayat yaşarken bile herkesten daha çok ilgi duymaktır. Bazen iki farklı kültürü deneyimleyip en güzel olanı seçmektir. Kültürünü ayakta tutmaya çalışmaktır ve kültüründen dolayı insanlardan sıkça iltifat almaktır. İnsanların, misafirperverliğimize, komşuluk ilişkilerimize, gençlerin saygılı, aile bağlarının güçlü olmasına duydukları hayranlığı dinlemektir.
“Misafir işçilerin” torunu olmak, dedelerinin vatanı kalplerine gömüp ekmek parası için geldikleri ve dilini bile bilmedikleri bu ülkede zorluklarla ve büyük emeklerle kurdukları varlığa şahit olmaktır. Onların hikâyelerini dinleyip hayret etmektir. En çok da onlarla gurur duymaktır.
Türkiye’yi, vatandaşlarını merak etmektir. Her zaman takip etmektir. Dualarına katmaktır.
Yılda bir kez, ya da uzun yıllar boyunca bir kez belki de hiç gitmediğin o ülkeyi benimsemektir, önemsemektir ve sürekli düşünmektir...
Aslında yurt dışında doğup büyüyen bir Türk olmak, birçok şeydir. Ama bence en çok kendi hissiyatını tam olarak ifade edememek, anlaşılamamaktır tıpkı bu yazıda da olduğu gibi.
Ama mutlaka “Almancı”, “yabancı” ve benzer kırıcı kelimelerin çok ötesinde bir şeydir.
Tahta bavulla gelenlerin, onların çocuklarının, torunlarının ve onların soyundan gelen herkesin tahta tabutla Türkiye’ye dönmesidir.
Ama illa dönmektir, er geç dönmektir,
Yurt dışında Türk olmak.