Bozkırın Yüreği

Perşembe, Aralık 19, 2024

Afganistanlı uluslararası öğrencimiz Muhammed Taher Mubınyar'ın Her Boydan dergisinin ilk sayısında yayımlanmış şiiri: Bozkırın Yüreği

Kafiyeyi taşımaktan sırtı iki büklüm kâğıdın,

Öylesine yazıyorum,

Vezni, Çağatay Türkçesinde bıraktım,

On beşlerimdi sanırım,

O gün bugün kırgınız,

Ve gözlerin, dibacesi oldu bütün terk edilmişlerin.

Acemileri miyiz sevdaların?

Hayır!

Bir garibin namesinde bulunan sevdanın mümtazlığı sarıyor bütün benliğimi.

Şimdi garipleri miyiz?

Yazılmış bütün namelerin.

Şöyle demişti bir meczup;

Balık için su dışında bir dünya mümkün mü?

İnkârcısı değilim,

Senden sonra böyle kalbin.

Sünnetullah gereğince İbrahim değilsen düşme aşk ateşine!

Hitabım, kalbime.

Fedaisi oluyorum yolunun,

Hasan Sabbah’ı hayrete düşürüyor bağlılığım.

Bakma böyle konuştuğuma,

Aslında ustasıyım güzel sevmelerin.

Şikâyetçi değilim,

Kâtibi, gözlerin olunca sürgün namelerin.

Sözlerim, kıvrımlı saçlarına sıkıştırdığım çiçek,

Yıllardır kurban edilen sözcüklere inat,

Sen de bilsen şaşardın düne kadar lal olduğumu.

Mazi sahralarında, anılar, toynak izleri.

Yıllar yılı kokunu heybeme almış, sürgüne çıkmıştım;

Kalbimden geçeni sorarsan,

İltica etmek istiyorum.

Bilsen, zaman, musalla taşı kadar sessiz ve ağırdı.

Görsen, musallada uzanan “Sizi yakından tanımak istiyorum.” sözleriydi.

Şimdi saati durmuş tren garı kadar yalnız,

Uğrak yeri değilim artık trenin ve yolcuların.

Kalbimin kor ateşinde eritiyorum geceyi bir mum gibi.

Sonra evin yolunu tutuyorum uzun bir yolculuktan dönmüş gibi.

Ve şimdi içimde bir sızı,

Sessiz sedasız.

Aşinalar arasında bigâneyim,

Gurbetteyim,

Bir kaldırımda yürürken,

Başımı kaldırıp bakmıyorum korna sesine,

Bilirim benim için çalmadığını.

Bir hiss-i lâ tarif gurbet yarası,

Vatansızlıktan bunların hepsi,

“Yaralı kuşlar gizlenirler ölmek için.” Hayyam’ın farziyesi,

Artık katılmıyorum buna sevgili,

“Yaralı kuşlar gizlenirler yaşamak için.” sözüne iman ettiğimden beri.

Sen göğe bak sevgili!

Kuşlar uçar birazdan,

Sebebi sensin.

Benimse kuyum derin,

Dalıp gidiyorum.

Önümde Türkmen halısı kadar rengârenk duran hayalin,

Bir kez daha bu karşılaşmanın esiri olarak düşüyorum gözlerine.

Kursağımda bedeli ödenmiş bir gülümseme taşıyorum.

Ey sevgili! Tebessümün yaka iğnesi yapılası,

Şifası tüm yaralarımın,

Hızlı hızlı konuşmaların,

Sanki unutmadan söylemek isteyecekleri olan çocuklar gibi.

Hira’ya olan hasretini öğrendiğimde,

Biraz daha sevdim seni,

Ve böyle başladı yine sürgünüm,

Kaktüsün dikenlerine batırdım kabarcıklarımı,

Saksının kemerindeki kurdele sarıyor irinli yaralarımı.

Her Boydan dergisinin ilk sayısını okumak için tıklayın. 


İlgili Haberler

telve
Telve

Her zamanki gibi evi tam üç defa dolaştım; ocak ve musluk kapalı, ampul sönmüş. Tam ayakkabılarımı giymiş kapıyı çekecekken a

Salı, 21 Ocak 2025

kardes-topluluklar
Kardeş Topluluklar,Uluslararası Öğrenciler

Türkiye Foto Muhabirleri Derneği tarafından tertip edilen “Yılın Basın Fotoğrafları” organizasyonunun altında bu yıl “YTB 15.

Cuma, 17 Ocak 2025

her-boydan
Her Boydan

Şimdi zor koşullar altında yaşam mücadelesi verirken sakin bir sesle şöyle diyor: “Filistinli kadın, dayanıklılığın ve sabrın

Perşembe, 16 Ocak 2025