Bulgaristan Türk Basın Tarihinde Karanlık Bir Sayfa: “Yeni Işık”

Cuma, Ekim 21, 2022

Son sayısı 29 Ocak 1985 yılında çıkarılan ve artık Yeni Işık-Nova Svetlina adıyla yayımlanıyor olan gazetenin bu sayısının büyük bir bölümü Bulgarca haber ve metinlerle dolu olarak çıkmıştı. Yalnızca dört küçük haberin Türkçe olarak yayımlandığı gazete, can çekişen Bulgaristan Türk basınının da bir sembolüydü adeta. 31 Ocak 1985’ten itibaren tamamı Bulgarca yayımlanmaya başlanan gazetede artık Yeni Işık adı bile yer almıyor yalnızca Nova Svetlina adı geçiyordu.

Yaklaşık 500 yıl boyunca Osmanlı toprağı olarak kalmış Bulgaristan, Bulgarların 1878’de özerkliklerini, 1908’de ise bağımsızlıklarını kazanmasıyla birlikte faşizm ve komünizm arasında gidip gelen bir sarkaçta sallanmaya başlamış;  siyasi ve sosyal karışıklıklarla dolu bir döneme girmişti. Ülkede yaşanan karışıklıkların önemli bir bölümü Avrupa siyasetinden etkilenen liderlerden diğer bir önemli bir bölümü de Rusya destekli askerî darbe ve yönetimlerden kaynaklanıyordu.

Ancak ne var ki Osmanlı egemenliğinden ayrıldıktan sonra ülkede oluşan her siyasi ve ideolojik gruplaşmada zarar görenler her hâlükârda Türkler ve Müslümanlardı. Özellikle 1934-1944 yılları arasında yönetimde olan Alman destekli faşist iktidar dönemi boyunca, Türkleri asimile etmeye çalışmak rejimin en önemli faaliyetlerinden birisi hâline gelmişti. Türklerin ayrı bir ırk olarak kabul edilmediği bu faşist dönem boyunca Türklere “Osmanlı döneminde zorla Müslümanlaştırılan Bulgarlar” oldukları dikte edildi. Bu şekilde Bulgaristan Türklerinin anavatan Türkiye ile ve Türk kimlikleriyle tüm ontolojik bağları kopmuş olacaktı.

1944 yılında ise faşist Bulgar yönetimi devrilmiş ve Sofya, Sovyet orduları tarafından işgal edilmişti. Sonrasında yükselen komünizm döneminde ise ilk başlarda Türklere karşı eskiye göre daha olumlu politikalar izlenmeye başlanmıştı. Kendisini “Türk dostu” olarak lanse eden yeni komünist rejim, son 20 yılda Bulgaristan Türklerine karşı uygulanan eski politikaları reddeden ve kınayan bir dil geliştirdi. Ancak zamanla rejimin makyajı akmaya ve gerçek yüzü ortaya çıkmaya başlayacaktı.

Komünist Propaganda Dönemi

Bulgar komünist rejiminin azınlık haklarına karşı takındığı tutum genellikle dönemin şartlarına göre şekilleniyordu. Örneğin, komünist Bulgaristan rejimi, İkinci Dünya Savaşı yıllarında silahlı unsur ihtiyacından dolayı Türklere, Yahudilere, Ermenilere, Rumlara karşı oldukça ılımlı davranmış ve o dönem bu milletlere siyasi, sosyal ve ekonomik haklarda eşitlik ve kültürel alanda ise özerklik sözü vermişti. Özellikle Vatan Cephesi’nin (II. Dünya Savaşı sırasında Bulgaristan Komünist Partisi öncülüğünde bir direniş hareketi olarak başlayan ve sonraki dönemde kurumsallaşmış bir parti) Şubat 1948’de yaptığı kongrede kabul edilen programa göre artık ayrımcılığa uğrayan tüm azınlıklar eşit şartlara kavuşacaktı.

Bir yandan bunlar olurken öte yandan 1948 yılının Ocak ayında BKP Merkez Komitesi daha başka bir plan içerisindeydi ve bu plana göre ülkedeki Türklerin “güven duyulmayacak bir unsur olduğuna” ve bir kısmının ülkeden gönderilmesi gerektiğine karar verilmişti. Yine aynı yılın Şubat ayında Vatan Cephesi Millî Şûrası’na bağlı Azınlık Komisyonu kurulmuş ve komisyonun aldığı karar göre de 1949’dan itibaren Türklerin Bulgaristan’dan sürülmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştı.

 1950-1951 yılları arasında Bulgaristan’dan gerçekleşen zorunlu Türk göçleri de bu kararların bir sonucuydu. Daha sonraki süreçte ise Türklerin göç etmesiyle Bulgaristan’da baş gösteren çoğu tarım ve hayvancılık temelli ekonomik sıkıntılar, komünist Bulgar rejiminin söz konusu Türk göçüne bir son vermesine ve Türkleri Bulgaristan’a entegre etme planları yapmasına neden olmuştu.

Tam bu plan doğrultusunda 1951 yılında BKP’nin yıllık bölge ve il parti komite toplantısında radikal bir karar alındı: “Türklerin, Bulgaristan vatandaşları olduklarını hissedecekleri, sosyalizmin ve kendi refahlarının etkin kurucuları olduklarını idrak edecekleri şekilde vatansever bir ruhla yetiştirilmelerine gayret edilecek”ti. Bu süreçte yönetim bir yandan kültürel gelişimi desteklerken diğer yandan da etnik asimilasyonu gerçekleştirmenin peşindeydi.

Yeni Işık Gazetesinin Asıl Kuruluş Amacı

Çoğunluğu hayvancılık ve tarımla uğraşan ve Bulgarca bilmeyen Bulgaristan Türkleri için tasarlanan asimilasyon politikalarının önemli bir bölümünün gerçekleştirilmesi, ülkenin en ücra köşelerindeki Türklerin bile evine girebilecek Türkçe basın yayın organları aracılığıyla mümkündü ancak.  Tam da bu emele hizmet eden Sofya merkezli ve çocuklar için Eylülcü Çocuk gazetesi, gençler için Halk Gençliği gazetesi, her yaştan okuyucu kitlesine yönelik Yeni Işık ve Yeni Hayat gazeteleri Türklere yönelik asimilasyon çalışmalarının en önde gelen araçları olmuştu.

Tüm bu propaganda yayınları arasında ise 1945 yılında faaliyete geçen Işık gazetesi (gazetenin adı daha sonra Yeni Işık olarak değiştirilecekti) Bulgaristan Komünist Partisi’nin en önemli propaganda silahlarından birisi hâline geldi. BKP Merkez Komite Sekreterliği’nin aldığı karar göre gazetenin hedefleri şu şekildeydi:

“Yeni Işık gazetesinin görevi, okuyucularını sınıfsal partilik, vatanseverlik, enternasyonal, ateist ve estetik ruhta terbiye etmektir. O, okuyucularına sosyalist yaşam biçimini, medeni ritüelleri öğretmekle, sosyalist yaşam biçimi ile medeni ritüellerin üstünlüğünü, sosyalizmin kapitalizmden üstünlüğünü kanıtlamakla yükümlüdür. Okuyucularını BKP davasına sadakat, Sovyetler Birliği Komünist Partisi ve Sovyet halkı ile dostluk ruhunda terbiye etmelidir. Emekçileri BKP’nin ekonomi politikasının gerçekleştirilmesi savaşına seferber etmek, dinsel fanatizmin ve dünya görüşünün kimlikle bertaraf edilmesine yardımda bulunmak, hayat ve dünya hakkında bilimsel, materyalist anlayışı kökleştirmek, okuyucularını Bulgar ulusunun tüm halkımızın sosyalist maddi ve manevi kültürü ile tüm halkın dili olan Bulgarca ile kaynaştırıp bu kültürün tam değerli ve aktif elemanları olmalarını sağlamaktır. Gazete, sosyalist ülkelerin barışsever politikalarını sınıfsal devrimci özünü okuyuculara anlatmalı, burjuva ideolojisi ve antikomünizme karşı aktif hücum davasına geçmeli, emperyalizmin ideolojik diversiyonu işaretlerini hele de Türkiye ve öteki kapitalist ülkelerin gerici çevrelerinden gelen ve ülkemizdeki Müslüman Bulgar ahaliyi hedef alan ideolojik saldırganlığın iç yüzünü açıklamalıdır.” (Bulgaristan Türk Basını Tarihinde Yeni Işık/Nova Svetlina, İsmail Cambazov, 2011, s. 157-158).

Türkiye, Türklük ve İslam Karşıtı Propagandanın En Önemli Silahı: Yeni Işık

İsmail Cambazov’un Bulgaristan Türk Basın Tarihinde Yeni Işık adlı kitabında da yer verdiği üzere, Yeni Işık gazetesi sürekli Türkiye aleyhine haberler yaparak, Türkiye’nin ekonomik, sosyal hayat ve güvenlik açısından yaşanılmaz bir ülke olduğu fikrini Bulgaristan Türklerine empoze etmeye çalışmıştı.

Uzun yıllar gazetenin dış haberler editörü olarak çalışan İsmail Cambazov, konuyla ilgili ek olarak kitabında şunları söylüyor:

“Uydur uydur yaz. Senden delil, şahit, ispat isteyen yok. Ne yazarsan yaz, yeter ki halkı Türkiye’den soğut. Kaba propagandamız öyle gülünç, inandırıcılıktan uzak bir hâl almıştı ki yalancılığımız, uydurukçuluğumuz herkesin anlayacağı şekilde sırıtıyordu.” (Cambazov, 2011, s. 237).

Cambazov’un bahsettiği haberlerle beraber, gazetenin “Görenler Anlatıyor”, “Gidenlerden Mektuplar” ve “Güler misin, Ağlar mısın?” gibi bölümlerinde ise Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türklerinin sözde acı tecrübe ve pişmanlıkları Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmek isteyen Türklerin hayal ve ideallerini hedef alarak peş peşe yayımlanıyordu.  

Yine gazetede “Görüştüğüm, Konuştuğum İnsanlar Bulgaristan Hasretiyle Yanıyor” başlığıyla yayımlanan bir yazıda ise Türkiye’ye göç eden Bulgaristan Türklerinin sözüm ona pişmanlıkları şu satırlarla aktarılmış:

  Geçenlerde Silistra sancağı Dolets köyünden H. Aliev Türkiye gezisinden döndü. İzlenimlerini paylaşmasını rica ettim. Biraz düşündü ve “Orada 85 gün kaldım.” diyerek söze başladı. “Edirne, Silivri, Bursa, Ankara, Akşehir, Konya, Çanakkale, Ecabat şehirlerini gördüm, köylerde de bulundum. Orasının güzel yerlerini de gezdim. Fabrika sahiplerinin ve köy ağalarının işçileri ve çırakları nice istismar ettiklerine şahit oldum. Bankaların soyulduğuna, gün ortası insan öldürme, daha bir sıra huzursuzluklarla karşı karşıya geldim. Bir akşam İstanbul’da bir arabada konuşurken hürriyet için söz oldu. Övünüyorlardı. Dayanamadım, ‘Nasıl hürriyettir bu bilmem.’ dedim. ‘Neden?’ dediler. ‘Nedeni var mı, buraya geleli beri tek bir akşam korkudan çıkarmadınız beni. Kapılarınızı daima kapalı ve kilitli tutuyorsunuz, birisi zili çalsa, yabancıysa açmıyorsunuz. Hele de kadınları yalnız başına sokağa çıkmadığı bu ülkede…’” satırlarıyla başlayan yazının sonraki satırlarında ise Türkiye’deki yetersiz beslenme ve sağlık şartları anlatılıyor. (Yeni Işık, 1980).

Tüm bunlarla beraber, Selcen Özyurt Ulutaş ve Rengin Yavuz’un “Bulgaristan’da Komünist Rejim Sonrası Türklere Yönelik Propaganda ve Algı Çalışmalarına Örnekler” adlı makalesinde yer alan ve aşağıda listelenen yazılar aracılığıyla da Bulgaristan’da uzun yıllar Türkiye’ye karşı devam eden kara propagandanın izlerini sürmek mümkün:

1. “Türkiye’ye Göçmek İsteyenler Kimlerdir?”, Yeni Işık Gazetesi, 23 Aralık 1949, s. 1.

2. “Türkiye, Yeni Göçmen Kabul Etmek İstemediğini Artık Açığa Vuruyor”, Yeni Işık Gazetesi, 21 Ocak 1950, s. 1.

3. “Türkiye’ye Niçin Göç Etmek İstemiyoruz”, Yeni Işık Gazetesi, 5 Ağustos 1950, s. 3.

4. “Göç Meselesine Engel Olan Bulgaristan Hükümeti Değil, Türkiye Hükümetidir!”, Yeni Işık Gazetesi, 26 Ağustos 1950, s. 1.

5. “Türkiye’den Gelen Mühim Mektup”, Yeni Işık Gazetesi, 14 Ekim 1950, s. 4.

6. “Mürteci Türkiye’ye Gitmiyeceğiz”, Yeni Işık Gazetesi, 28 Mayıs 1951, s. 4.

7. Mustafa Kahvecioğlu, “Türkiye’den Yine 20 Göçmen Kaçtı”, Yeni Işık Gazetesi, 1 Ocak 1952, s. 4.

8. “Bulgar Uzmanlarının Türkiye’ye Yardımı”, Yeni Işık Gazetesi, 30. 11. 1971, s. 5.

9. “Türkiye’de 785 bin çocuk okuldan yoksun”, Yeni Işık Gazetesi, 9. VII. 1974, s. 3.

10. Hasan Mahmudov, “Türkiye’de 8 Milyon Bakıma Muhtaç Çocuk Var”, Yeni Işık Gazetesi, 3 Yanuari 1980, s. 3.

11. “Türkiye’de 15 Milyon Kişi Elektriksiz”, Yeni Işık Gazetesi, 3 April 1980, s. 5.

Yeni Işık’ta yayımlanan ve amacı Bulgaristan’da yaşayan Türklerin zihnindeki Türkiye hülyasını yok etmek olan tüm bu yazı ve haberler gün sonunda Bulgaristan Türkleri ile Türkiye arasında en önemli engellerden birisi hâline gelmişti. 

Ayrıca Yeni Işık sadece Bulgaristan Türklerinin Türkiye hayallerini yıkmıyor aynı zamanda onların zihinlerinde bir Sovyet Rusya ve komünizm ülküsü de inşa etmeye çalışıyordu.  Bu minvalde gazetede Osmanlı ve Türkiye’yi hedef alan yazıların yanı sıra Rusya’yı ve komünizmi idealize eden pek çok içerik de bulunuyordu. Tüm bu yazı ve haberlerle Bulgaristan Türklerinin zihnine empoze edilmeye çalışılan düşünce ise yine benzer olarak “Sovyet Rusya’nın Bulgaristan’ı önce Osmanlı esaretinden kurtardığı sonra da faşizmin ve kapitalizm bataklığından çıkardığı”ydı. Bunlara ek olarak Osmanlı’ya isyan eden ayrılıkçı Bulgar çete liderlerinden de büyük devrimci ve önder diye bahsediliyor ve Türk yazarların kaleminden çıkan “Biz Bulgarlar Daima Doğruluk Yolundayız”, “Vatanımızın Büyük Bir Günü”, “Ateşin Savaşçısı”, “Bulgar Devletinin Kuruluşu ve Onun Tarihi Rolü” adlı yazılar vasıtasıyla Bulgaristan Türklerinin millî kimlik bilinci ve ana vatana olan bağlılığı içeriden satın alınmış zihinler yardımıyla iyice zayıflatılıyordu. Lenin’in “Gazete, ihtilalin en kuvvetli silahıdır.” sözü Bulgaristan’daki kara propagandanın şiarı olmuş ve gerçekten de Bulgaristan Komünist Partisi bu silahı olanca gücüyle kullanmıştı.

Gençler üzerinde etkileri hissedilen asimilasyon çalışmalarının etkisiz kaldığı alanlarda ise bu sefer devreye Stalin’in eğitim metodu giriyordu. Yeni Işık’ın propagandasının giremediği evlere ve zihinlere Stalin’in komünist eğitim metoduyla, Bakü’den gelen komünizmi benimsemiş eğitimciler tarafından eğitilmiş Türk gençleri giriyordu.  Bir yandan zihinlerine komünist idealler empoze edilmiş Türk gençleri diğer yandan Yeni Işık gazetesi aracılığıyla Bulgaristan Türklerine yönelik ateizm ve komünizm propagandası tüm şiddetiyle devam ediyordu.

Yeni Işık vasıtasıyla sürdürülen asimilasyon çalışmalarının bir kolu millî kimlikle mücadele ve Türkiye aleyhine kara propaganda olurken asimilasyonun diğer bir kolu elbette ki Türkleri İslam’dan soğutma ve dinî pratikleri halk nazarında değersizleştirme çabalarıydı. Hatta Bulgaristan Komünist Partisi’nin 1983’te toplanan 12. kongresinde bu amaçla alınan kararlar “İslam ve onunla ilgili insan sağlığı için zararlı gelenekler (sünnet, oruç, mevlit) hakkında ayrı ayrı propaganda planları yapılacağı” yönünde olmuştu.

En baştan beri Yeni Işık’ın hedeflerinden birisi olan İslam, çeşitli yazı ve haberlerle kötüleniyor ve Türklerin uyguladığı dinî pratiklerin zararlarıyla ilgili çok sayıda makale gazetenin sayfalarındaki yerini alıyordu. Yeni Işık aracılığıyla yapılan bu dinsizlik propagandası Selcen Özyurt Ulutaş ve Rengin Yavuz’un “Bulgaristan’da Komünist Rejim Sonrası Türklere Yönelik Propaganda ve Algı Çalışmalarına Örnekler” adlı makalesinde yer alan aşağıdaki listeye göre 40 yıldan fazla devam etmişti.

1.  “Dinî Taassuptan ve Batıl İnançlardan Kurtulabilmek için İlmi Bilgileri

Benimseyelim!”, Yeni Işık Gazetesi, Şubat, 1958, s. 5.

2. “İslamiyet, Kadınların Düşmanıdır!”, Yeni Işık Gazetesi, 16 Mart 1958, s. 5.

3. A. Kajdan, “Allah’ı Yaratan İnsandır”, Yeni Işık Gazetesi, 7 Temmuz 1959, s. 4.

4. Leyla Ahmedova, “İslamiyet Kadının Düşmanıdır”, Yeni Işık Gazetesi, 5 Mart

1960, s. 2.

5. D. Genof, “Dine İnananlar Partiyaya Aza Olamaz”, Yeni Işık Gazetesi, 2 Şubat

1961, s. 2.

6. H. Tuna, “Batıl İnançlar Yıkılıyor”, Yeni Işık Gazetesi, 23 May 1961, s. 3.

7.  Rıza Aliyef, “Dinî Bayramların Zararları Gittikçe Daha iyi Anlaşılıyor”, Yeni Işık

Gazetesi, 23 May 1961, s. 3.

8. E. Tatarova, “Domuz Bakıcı Halime Abla”, Yeni Işık Gazetesi, 18 Oktyabr (Ekim)

1962, s. 5.

9. Kunka Radeva, “Oruç Kadınlara Zararlı mıdır?”, Yeni Işık Gazetesi, 14 Şubat 1963,

s. 2.

10. Selim Bilalof, “Kuran’ın Aslı Nedir?”, Yeni Işık Gazetesi, 11 Mayıs 1965, s. 2.

11. A. Okulof, “Ateizm Propagandamız Komünist İnsanseverliğinin Kopmaz Bir

Parçasıdır”, Yeni Işık Gazetesi, 7 Ocak 1969, s. 2.

12. “Dinsel Ayinler Sağlık İçin Zararlıdır” (Cambazov, 2011, s. 222).

13. “Bilim Din ile Bağdaşmaz” (Cambazov, 2011, s. 222).

Yeni Işık’tan Nova Svetlina’ya “Kızıl” Faşizmin İzleği

Son sayısı 29 Ocak 1985 yılında çıkarılan ve artık Yeni Işık-Nova Svetlina adıyla yayımlanıyor olan gazetenin bu sayısının büyük bir bölümü Bulgarca haber ve metinlerle dolu olarak çıkmıştı. Yalnızca dört küçük haberin Türkçe olarak yayımlandığı gazete, can çekişen Bulgaristan Türk basınının da bir sembolüydü adeta. 31 Ocak 1985’ten itibaren tamamı Bulgarca yayımlanmaya başlanan gazetede artık Yeni Işık adı bile yer almıyor yalnızca Nova Svetlina adı geçiyordu.  Bu da Bulgar komünizminin Bulgar faşizmiyle aynı noktaya gelmiş olduğunu ve iki rejim şeklinin de Türk ve İslam düşmanlığı konusunda aynı noktada buluştuğunu göstermesi açısından oldukça önemli bir örnek. Hatta bu örnekler üzerinden faşizm ve komünizm arasındaki paralellik de tartışmaya açılabilir.

Tüm bu örnekler ve konuyla ilgili kaynaklar ışığında Bulgaristan’ın konjonktürel şartlara göre Türklere yönelik politikalarında değişikliklere gittiği aşikâr. Ancak yarım asırlık geçmişiyle Bulgaristan Komünist Partisi yönetiminin amacı ve nihai hedefi her zaman Türklerin kimlik bilinçlerini kaybetmesi ve dinî değerlerinden uzaklaşarak Türkiye ile muhtemel tüm bağlarını yitirmesi olmuştu.  Bu amaç uğrunda asimilasyon sürecinin hızlandırmak için eğitim, basın yayın ve diğer tüm yollara başvuran komünist rejim, bütün çabalarına rağmen Bulgaristan coğrafyasından silemediği Türk kimliğini ve kültürünü bir de 1980’li yıllardan sonra toplama kamplarını aracılığıyla Türk nüfusunu kırarak silmeye çalışmıştı. Yeni Işık gazetesi ise ilk dönemlerinde Türkçe daha sonra Türkçe ve Bulgarca yayımlanan propaganda dolu sayfalarıyla komünist Bulgar rejimin Türk kimliği ve değerlerine doğrulttuğu namlulardan ve Bulgaristan Türk basın tarihinin en karanlık sayfalarından yalnızca birisiydi.

 

KAYNAKÇA:

Acaroğlu, M. Türker. Bulgaristan Türkleri Üzerine Araştırmalar. Ankara: Kültür Bakanlığı, 1999

Atasoy, Emin. Asimilasyon Çemberinde Bulgaristan Müslümanları. İstanbul: Beta Yayıncılık, 2018

Cambazov, İsmail. Bulgaristan Türk Basını Tarihinde Yeni Işık/Nova Svetlina. İstanbul: Erkam Matbaası, 2011

Özyurt Ulutaş, Selcen. Yavuz, Rengin. “Bulgaristan’da Komünist Rejim Sonrası Türklere Yönelik Propaganda ve Algı Çalışmalarına Örnekler” Selçuk İletişim Dergisi 2020; 13(2): 920-941

Şimşir, Bilal N. Bulgaristan Türkleri, Ankara: Bilgi Yayınevi, 2009

 

Bulgaristan'da Türkçe yayımlanan Yeni Işık gazetesi hakkında bir değerlendirme .


İlgili Haberler

kardes-topluluklar
Kardeş Topluluklar

YTB Başkanı Abdullah Eren Irak’ta gerçekleştirilen nüfus sayımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Eren, Kerkük’ün demog

Cuma, 22 Kasım 2024

her-boydan
Her Boydan

Nijeryalı uluslararası öğrencimiz Ali Fahd'dan bir şiir: "Çayın Özü"

Cuma, 22 Kasım 2024

telve
Telve

Dilara Gündüz’ün “Avusturya Göçü’nün 60. Yılı” sergisi, sadece fotoğraflarla değil, aynı zamanda derin insan hikâyeleriyle de

Perşembe, 21 Kasım 2024