İsveç’te Türk Diasporasının 60. Yılı Kutlandı

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Türkiye’den İsveç’e göçün 60. yılı dolayısıyla başkent Stockholm’de “Türk Diasporasının 60. Yılı” programı düzenledi. Programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, YTB Başkanı Abdulhadi Turus, AK Parti Milletvekili Faruk Kılıç, Midyat Belediye Başkanı Veysi Şahin, Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Yönet Can Tezel ve çok sayıda davetli katıldı.

 

Programda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Türkiye ile İsveç arasındaki tarihi dostluğun altmış yıl önceki göçle yeni bir boyut kazandığını belirtti. İki ülke ilişkilerinin emek ve cesaretle güçlendiğini söyleyen Işıkhan, “Türkiye ile İsveç arasında asırlar önce başlayan dostluğun, altmış yıl önce emekle, alın teriyle ve cesaretle pekiştiği bu anlamlı yıl dönümü için bir aradayız.” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamlarını ileten Işıkhan, diasporanın Türkiye için taşıdığı önemi dile getirerek, “Cumhuriyetimizin ikinci asrını Türkiye Yüzyılı Vizyonu ile taçlandıran saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın da sizlere en kalbi selam ve muhabbetlerini iletiyorum. Tam altmış yıl önce, umutla ve cesaretle bu topraklara adım atan, yeni bir hayat kurmak için büyük fedakârlıklarda bulunan ilk kuşak vatandaşlarımızdan ahirete irtihal edenleri rahmetle ve minnetle anıyorum.” diye konuştu.

Türk toplumunun İsveç’teki varlığının hem Türkiye’ye hem de İsveç toplumuna değer kattığını vurgulayan Işıkhan, göçmenlerin başarılarının iki ülke için de bir kazanım olduğunu aktararak, “İsveç’teki Türk toplumu hem Türkiye’nin gurur kaynağı hem de İsveç toplumunun ayrılmaz bir parçasıdır. Ekonomiden sanata, bilimden spora kadar pek çok alanda gösterdiğiniz başarılar bizleri daima gururlandırıyor.” dedi.

 

Genç kuşakların kimliklerine sahip çıkarken yaşadıkları topluma katkı sağlamalarının önemine dikkat çeken Bakan Işıkhan, bunun toplumsal bir kazanım olduğunu ifade etti.

 

YTB Başkanı Abdulhadi Turus, Türkiye’nin yurt dışında yaşayan vatandaşlarını her zaman ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü belirtti. YTB’nin 2010 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın vizyonuyla kurulduğunu hatırlatan Turus, kurumun yurt dışındaki vatandaşların haklarını korumak ve geliştirmek için yoğun çaba gösterdiğine dikkat çekti.

 

Göçün ilk yıllarına değinen Turus, İsveç’e gelen Türklerin yeni bir hayata adım attıklarını ve zamanla kalıcı bir topluluk oluşturduklarını belirterek, “Bizler de başkanlık olarak yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın her alandaki hak ve menfaatlerinin korunması ve bunların daha da ileri taşınması için yoğun bir gayret içindeyiz. Azim, sabır ve inanç sayesinde kalıcı bir topluluk ve iki ülke arasında güçlü bir bağ bugün dimdik ayakta duruyor. 60 yıl önce yola çıkan insanımız yalnızca bir ülkeye değil, yeni bir hayata ve yeni bir geleceğe adım attı.” dedi.

Türk toplumunun İsveç’te kök salmasının emeğin ve inancın bir sonucu olduğunu dile getiren Turus, “İlk kuşak için bu geçici, önce kendi geçimini sağlayacak, memleketindeki ailesine bakabilecek bir iş arayışıydı. Ama zamanla yaşamın tamamının bir araya geldiği, emeğin derinleştiği, ailelerin buluştuğu ve sonuçta İsveç’te kök salan bir Türk toplumu ortaya çıktı.” dedi.

 

Turus, Türk toplumunun gücünü sadece çalışkanlığından değil, aynı zamanda umudundan aldığını vurgulayarak, “Bu toplumun temelinde yatan sadece çalışkan eller değil, aynı zamanda geleceğe dair umut ve inançtır.” şeklinde konuştu.

 

Türkiye’nin Stockholm Büyükelçisi Yönet Can Tezel de, 1965 yılından bu yana İsveç’e göç eden Türk vatandaşlarının ülkenin sosyal yapısına ve kültürüne büyük katkılar sunduğunun altını çizerek, “Vatandaşlarımız, altmış yıl boyunca İsveç’e sadece iş gücü değil, kültürel zenginlik, dayanışma ve dostluk da taşıdı.” dedi.

İsveç’e göç eden birinci nesli temsilen İsmail Zengin, İsveç’e geliş hikâyesini ve göç yıllarına dair hatıralarını paylaştı. Zengin, “Küçük yaşta, 1971 yılında ailecek Konya/Kulu’dan göç ettik. Burada, İsveç’te elektronik ve elektrik alanında eğitim aldım. Kendi şirketimi kurdum, yıllarca birçok kişiye istihdam sağladım. Aynı zamanda buradaki Türk toplumu içinde de çeşitli görevlerde bulundum; dernek başkanlıkları yaptım, İsveç’te inşa edilen ilk caminin yapım sürecinde yer aldım.” diyerek duygularını ifade etti.

İsveç’te yaşayan dördüncü nesli temsilen Muhammed Selim Can da şunları kaydetti: “Yıllar evvel dedelerimiz ve ninelerimiz İsveç’e göç etmişler. Burada büyük bir emek ve sabırla çalışmışlar. Bizim bugün burada toplanmamız için 60 yıl önce toprağa bir tohum bırakmışlar. O tohum yavaş yavaş filizlenmiş, sabırla ve emekle sulanmış. Filizlenen tohum önce fidana, sonra da büyük bir çınara dönüşmüş. Ve biz bugün bu çınarın gölgesinde bir araya geldik. İsveç’teki Türkler olarak hepimiz farklı hikâyelere, memleketlere sahip olsak da, burada dayanışma içinde yeni bir hikâye yazmaya başlamışız. Burada bulunan herkes o hikâyenin bir parçası.” dedi.

 

Etkinlik kapsamında Orhan Karan’ın 60 parçadan oluşan fotoğraf sergisi ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. Türkiye ile İsveç arasındaki 60 yılı anlatan bir belgesel film gösterildi.

Sanatçı Nazım Onay ve korosu, Türk ezgilerinden oluşan bir repertuvar sundu. Ayrıca Almanya doğumlu araştırmacı Mustafa İyi’nin derlediği İsveç Türk Diaspora Atlası kitabı da davetlilere hediye edildi.