Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce
Perşembe, Mayıs 11, 2023Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce isimli çalışmayla literatürdeki büyük bir boşluğu doldurmak, çağdaş Müslüman toplumları etkisi altına alan düşünce akımlarını irdelemek ve bu toplumların karşılaştığı zorlukları ve sınırlılıkları çözümlemek hedefleniyor.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın gönül coğrafyamızdaki kültürel mirası ve düşünce birikimini gün yüzüne çıkarma gayretinin bir tezahürü olan Müslüman Dünyada Çağdaş Düşünce başlıklı çalışmanın ilk dört cildinde sırasıyla Türk Düşüncesi, Mısır Düşüncesi, İran Düşüncesi ve Hint Alt Kıtası Düşüncesi fikrî ve ilmî açıdan tüm veçheleriyle ele alınıyor.
Çağdaş dönemde Müslüman toplumlarda; ilki sömürgecilik ve siyasi bağımsızlık ikincisi modern düşünceyle karşılaşma ve yüzleşme olmak üzere iki ana mesele öne çıkıyor. Siyasetçilerin ve akademisyenlerin bu meseleler etrafında kafa yorduğu dört ana havzadaki çağdaş düşünce birikiminin eleştirel bir gözle değerlendirilmesi, muhasebesinin yapılması geleceğe dönük temiz bir sayfa açma noktasında oldukça önem arz ediyor.
Modern dönemde Müslüman toplumların hâlihazırda kendi aralarında süregelen ilişkileri dönüşmüş, kesintiye uğramış veya yeniden inşa edilmiş durumdadır. Bu değişim, dönüşüm ve inşa faaliyetinin temelinde ise farklı sömürgeleştirme biçimlerine maruz kalmalarının önemli bir etkisi vardır. Hindistan, Pakistan ve Malezya gibi İngiliz sömürgesi altındaki ülkeler İngiliz; Fas, Cezayir ve Tunus gibi Fransız sömürgesi altındaki Kuzey Afrika ülkeleri Fransız; Özbekistan, Türkmenistan ve Kazakistan gibi Rusya sömürgesi altındaki Orta Asya ülkeleri Rus dili ve kültürü etkisi altında kalmıştır. İlmî, entelektüel ve kültürel hayat maruz kalınan dilin ve kültürün etkisi altında gelişmiş bu da Müslüman toplumlar arasındaki bağı önemli ölçüde zayıflatmış ve ilişkilerin onarılması ve yeniden tesis edilmesi ihtiyacı meydana gelmiştir.
Eser; konu alınan her bir havzanın düşünce yaşamına mercek tutan giriş bölümünün akabinde bahsi geçen coğrafyada son yüzyıllarda kat edilen ilmî ve teknolojik mesafeler ve kronolojik sırayla önemli hadiselerin yer aldığı bölümlerle birlikte içerdiği biyografiler ve kurum yazılarıyla derli toplu bir kaynak niteliği taşıyor.
Sadece ilim insanları ve entelektüellere yönelik değil her kesimden insana hitap edecek biçimde hazırlanan esere 8 ülkeden 42 araştırmacı katkıda bulundu. Her bir cildi 12 bölümden oluşan kitaplardaki bölümler karşılaştırmalı okumayı mümkün kılmak için birbirlerine paralel olarak hazırlandı.
Bu eserle, zaman zaman tökezleyerek de olsa tarih boyunca göğüs gerdikleri tüm meydan okumaları gölgede bırakan Müslüman toplumların modernitenin belli bir dünya görüşü ve evren tasavvurunu dayatan meydan okumasına karşı nasıl cevaplar ürettiğini, nasıl bir literatür meydana getirdiğini ve nasıl bir çıkış yolu bulduğunu keşfe çıkmak mümkün.
Eserin giriş kısmında belirtildiği üzere Müslüman toplumlarda çağdaş düşüncenin, modernleşmeye verilen tepkiler ve onunla girişilen etkileşime göre modernist, muhafazakâr ve ıslahçı biçimleri bulunur. Bu farklı formların ise yeknesak olduğunu söyleyemeyiz. Çeşitli fraksiyonları ve tonları olan bu düşünceler Müslüman toplumların tecrübe ettikleri problemlere karşı farklı farklı çözüm önerileri sunmakta alternatif yollar çizmektedir.
Bu dört ciltlik çalışmayla literatürdeki büyük bir boşluğu doldurmak, çağdaş Müslüman toplumları etkisi altına alan düşünce akımlarını irdelemek ve bu toplumların karşılaştığı zorlukları ve sınırlılıkları çözümlemek hedefleniyor. Öte yandan bu çalışmayla, Müslüman toplumlardaki düşünce hareketleri hakkında farklı bakış açıları sunmak amaçlanıyor. Bahsi geçen hedeflere ulaşabilmek için farklı coğrafyalardaki ilmî gelişmeleri takip eden, düşünce dünyasına hâkim olan, yerel dilleri bilen yerel kültüre aşina ve modernizmin etkisindeki toplumların gelişimiyle Müslüman toplumların gelişimini mukayese edebilecek aynı zamanda birlikte değerlendirebilecek alanında uzman isimlere gereksinim duyuluyor. Kitaba katkı sunan isimler alanlarındaki hâkimiyetleriyle sadece bu ihtiyaca cevap vermiyor aynı zamanda her biri pazılın bir parçasını tamamlayarak ortaya bütünlüklü bir eser çıkarmış oluyor.