Sefer Tası

Pazartesi, Ekim 24, 2022

Hafif sıyrıkları olabilirdi. Adamınsa gölgelerin kapattığı yüzünde çizikler, morarmalar. Bu devirde kim taşır böyle şeyler diye düşündüm. Allah bilir dağılmış haki yelek cebinde köstekli saat, sürtünmeden dolayı diz kapakları yırtılmış bol tip bir pantolon, ceketinin iç cebinde tarak, misvak, katlı namaz takkesi… Yerde yatan adamla arama perde gibi gerilen bu yığın canımı sıkıyordu. Bağcığı çözülmüş bir ayakkabı teki gördüm kesitler arasında. Kaybolmuştu. Endişeliydi. Annesiz bir çocuk gibiydi. Işık da yanmak üzereydi.

Onu öylece gördüm. Trafik ışıklarına takılmıştım. Başımı çevirdiğim sokak arasında devrilmiş vaziyette yatıyordu. Kiminin ayaklarına dolanıyordu. Kendi etrafında dönenip duruyor muydu, ya da sahibinin, telaşla, bilmiyordum. Göremiyordum.

Kalabalık adamın etrafına toplanmıştı. Nefes alabiliyor muydu, sadece açık kalmış avuç içini görüyordum. Yerli yersiz gövdeleri taşıyan ayaklar ve ayakkabılar görüntümü sabote ediyordu. Arabanın camını aralamaya fırsatım olsaydı, “ya hu dağılın adam rahat bir nefes alsın!” diye seslenebilirdim. Işık yanmak üzereydi. Devinip duruyordu, onu görüyordum. Kanatlarını bedenine çarpan tedirgin tavuk benzetmesi gelip o sıra zihnime yapıştı. Kimse dağılmıyordu. Hayır, bunca insan hangi ara toplanmıştı. Böyle anlarda, eni konu bu tür kalabalıkları muntazaman sevk eden bir vakıf ya da dernek falan mı vardı?! Sendika mıydı bunlar? Acil Vaka Toplanma Cemiyeti başlığı altında, ücreti mukabilinde organize,  hem de alelade her vakaya toplanan, elleri sırtlarına bağlı ekskavatör çalışmalarını hususiyetle izleyen yine bu cemiyet mensubu kişiler miydi?

Hafif sıyrıkları olabilirdi. Adamınsa gölgelerin kapattığı yüzünde çizikler, morarmalar. Bu devirde kim taşır böyle şeyler diye düşündüm.  Allah bilir dağılmış haki yelek cebinde köstekli saat, sürtünmeden dolayı diz kapakları yırtılmış bol tip bir pantolon, ceketinin iç cebinde tarak, misvak, katlı namaz takkesi… Yerde yatan adamla arama perde gibi gerilen bu yığın canımı sıkıyordu. Bağcığı çözülmüş bir ayakkabı teki gördüm kesitler arasında. Kaybolmuştu. Endişeliydi. Annesiz bir çocuk gibiydi. Işık da yanmak üzereydi.

Gövdeye yakın incinmiş bir bisiklet ölüsü caddede uzanıyordu. Eğri büğrü tekeri ağlamak için büzülmüş dudaklar gibi donakalmıştı. Çok uzaklaşamamıştı sahibinden. Sağlıkçılar yetişir miydi bunca trafikte, kimi kimsesi var mıydı, soran olmuş muydu, tanıyan çıkmış mıydı? Ortada oradan oraya tepelenip kakılışına baktım. Onu kimse görmüyordu, ama asıl hikâye ondaydı. Bir eline tutuşturan mesela, muhakkak vardı. Günlük abur cuburla geçiştirmesini istemeyen, bildiği, alıştığı tadı özenle hazırlayan, “sen böyle seversin” bilirim, diyen, sağlıcakla selamete uğurlayan… Yolunu, bisiklet çanının ona has çalınışını bekleyen, kırlent yastıklara yaslanıp pencere camında yüreği ve gözleri yağmur damlası gibi asılı kalan, “akşam da okundu hâlâ gelmedi” diyerek bekleyen illa biri vardır değil mi?

 En çok da o üzülecektir şimdi. Yara bere içinde eline tutuşturulan sefertasına şaşkınlıkla bakacaktır. Yoldaşlığına, yıllanmışlığına. Kulağı hemen köşe başından uzanıp ulaşıverecek çan sesini arayacaktır. Sonra bu sesin sokaklardan kanın çekilişine benzer bir çekilişle soğrulduğunu sezecektir. Renkler çekilecektir hayattan. Perdeler inecektir. Dışarıda bir yerde kalp gibi atmaya devam edecektir yine de, çekilen, seyrelen ne varsa. İçeriye gireni, iri üzüm gözlerle girip ince parmaklarında tuttuğu saati kulağına tutuşuyla onu, tekrar onu hatırlatan ne varsa. Arta kalan şaşkınlığını… Dışarıdan kulağına üşüşen seslerin yuvarlanarak nasıl daha büyük bir sessizlik yüküne dönüştüğünü… en çok da…

Arkada böğüren korna sesleriyle kendime geliyorum. Işıklar çoktan yanmış. Homurdanarak gaza köklüyorum. 

 

 

 

 

 

 


İlgili Haberler

kardes-topluluklar
Kardeş Topluluklar

YTB Başkanı Abdullah Eren Irak’ta gerçekleştirilen nüfus sayımına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Eren, Kerkük’ün demog

Cuma, 22 Kasım 2024

her-boydan
Her Boydan

Nijeryalı uluslararası öğrencimiz Ali Fahd'dan bir şiir: "Çayın Özü"

Cuma, 22 Kasım 2024

telve
Telve

Dilara Gündüz’ün “Avusturya Göçü’nün 60. Yılı” sergisi, sadece fotoğraflarla değil, aynı zamanda derin insan hikâyeleriyle de

Perşembe, 21 Kasım 2024